İtalya'nın Kahve Kültürü
Amerikalı gazeteci John Henderson, kahvenin tadını sevmezken ona aşık oldu. Ve bu onun Roma'ya taşınmasına neden oldu. The Local’daki son yazısında bunu yazmaktadır.
Bir zamanlar Vatikan Radyosu'nda çalışan ama Roma'da yaşamak için büyük dezavantajları olan birine sahip bir arkadaşım vardı. Süt ürünlerine alerjisi vardı. Peynir yiyemedi. Dondurma yiyemedi. Roma'da yaşayıp nasıl peynir ya da gelato(dondurma) yiyemezsin? Bu durum Karayiplere gidip ve yüzememek kadar saçma. Demek istediğim, nasıl bir handikaptır bu? Sonra tekrar Roma'ya taşındığımda, İtalyanların bana farklı biri gibi bakmasına neden olan bir durum vardı. Ben kahve içmiyordum. Benim alerjim yoktu ama kahveden iğrenip nefret ediyordum. Sıcak çikolata, baharatlı sıcak şarap gibi sıcak içecekleri sevmiyordum ama kahve bu iğrenç içeceklerin en başında geliyordu. Donuk rengi ve bitter tadı beni susatıyordu. Ve ben tüm sıvıları susuzluğu gideren bir şey gibi görüyordum. Uzun soluklu yazı maratonlarımda kafein üzerimde Pez gibi bir etki bıraktı.
2001 yılında ilk kez Roma'ya taşındığımda zor bir karar verdim. Ben meydanlarda takılmayı seviyorum. Roma'yı dünyadaki her şehirden ayıran şey meydanlarıdır. Roma'da yaşamayı, caddenin karşısında büyük bir şehirle küçük bir kasabada yaşama hissini veren şey budur. Şarabı da seviyorum. Ancak bir meydanda bütün gün şarap içmek gerçekten problemlidir.
Haftada üç veya dört kez yerel kafe Linari'ye iki blok yürüyorum ve bir cappuccino ve mükemmel bir çikolatalı kornet ile tezgahta duruyorum. Eğer yeterince uzun kalırsam muhtemelen anlama umudum olmadığı İtalyanca'nın Romanaccio versiyonunda dedikodu yapan Testaccio mahallemin yarısından fazlasını görüyorum.
İtalya'da yaşamak için kişi kahve içmekten daha fazlasını yapmalıdır. Kahveden iyi anlaması gerekir. İtalya'yı ziyaret ettiğinizde, aşağıdaki kahvelerden birini sipariş edin:
Caffe
Bu Amerikalılar için en yaygın ama en şok edici olanıdır. Caffe küçük bir bardağın yaklaşık üçte birini bir yüksükten biraz daha büyük dolduran basit bir espresso çekimidir. Amerikalıların tepkilerini gördüklerinde ve “Geri kalanları nerede?” diye sorduklarında gülmekten kendimi alamıyorum. Tanrıya şükür ki bu Starbucks değil Bubba’dır.
Caffe Macchiato
Bu kahve bir caffe ve kapuçino arasındadır. Birazcık sütle karıştırılmış bir caffe gibidir. ‘mock-ee-OTTO ‘diyerek doğru şekilde söyleyin ve yerel halk size onlardan biri gibi davransın.
Cappuccino
Klasik İtalyan kahvesi. Espresso ılık sütle karıştırılır, kremsi köpükle doldurulur ve siz tipik bir İtalyan gününe başlamak için hazırsınızdır. Lütfen “start (başla)” kelimesine dikkat edin. Canınız ne kadar çok çekerse çeksin, öğleden sonra bir cappuccino sipariş etmeyin. Bunu sadece turistler yapar. Evet, turistsiniz ama biraz dahi olun.
Cappuccino Ben Caldo
“Ben caldo” “çok sıcak” anlamına gelmektedir. Bu benim favorim. İtalyanlar kahvelerini hızlı bir şekilde içmeyi sever ve çok sıcak sevmezler bu yüzden bunu Amerikan kahvesi gibi dillendirirler. Ben gazete okurken ben caldo içmeyi seviyorum.
Marocchino
İtalyan gençleri ve zayıf Amerikan gurbetçileri arasında popüler olan çikolata ile serpilmiş küçük bir kapuçinodur.
Ristretto
Daha az ve çok güçlü bir espresso tarzıdır ve bir yudumluk olan yoğun bir kıvama sahip kahvedir.
Americano
Roma’da 3 yıldan uzun bir süredir kalmaktayım ve bu sert siyah kahvenin siparişlerden aksi bir durum olmadığı sürece çıktığını görmedim.
Bu liste uzadıkça uzar fakat kahve sektöründe öncü olan Starbucks’la kıyaslandığında bir anlam ifade etmeyebilir.
33 yıl önce Starbucks imparatorluğunu kurması için Howard Shultza ilham veren İtalya’nın kahve kültürüydü. Şimdi ise karşıt görüşlere rağmen şirket İtalya’daki ilk mağazasını 2017’de Milano'da açmıştır.
Bir zamanlar kahve içmeyi yılan kanı içmekle aynı terimlerle yan yana düşündüren en büyük neden Starbucks'tı. Kahvesi bir Hollywood boşanması kadar acı ve çok pahalıdır. Ve çok çeşitli tarifleri olsa da, Seattle'daki bir şirket ofisinde işlerine devam etmektedirler.
Bu arada İtalyan kahvesi 16. yüzyılın ortalarında Venedik'e ulaşmasından bu yana nesillerden nesle bu zamana kadar geldi. Roma'da herhangi bir bara yürüyün ve “buzlu, yarım, ristrettolu, şekersiz, tarçınlı latte” sipariş edin (Evet, Starbucks'ta biri bunu gerçekten sipariş etti.) Sonrasında başınıza neler geleceğini tahmin bile edemeyiz.
Büyük kahve zincirleriyle ilgili en büyük sorunum birçok mahalleyi mahvetmiş olmaları. Kafelerde aile hissi olmalı ve her biri farklı olmalıdır. Sıcak, rahat, sohbet etmek veya birkaç saat kitap okumak istemenizi sağlayan atmosfere sahip olmalıdırlar.
İtalya'da yaşıyorsanız (ziyaret etseniz bile) yapmanız gereken ilk şey yerel bir kafe açmaktır. Tipik İtalyan gününün başladığı yer elbette ki kafelerdir. Bir İngiliz pub'ı kadar gerçek bir İtalyan kültürüdür. Kafenin sahibi ve baristasıyla doyasıya sohbet edebilirsiniz. Eline bir gazete alıp A.S. Roma’nın son maçtaki hezimetinden şikayet ediyorsun ve zaman kayıp geçiyor.
Detaylı Bilgi İçin;
İtalya’da Okuyoruz, İtalya’da bulunan devlet ve özel üniversitelerle birlikte çalışmakta ve öğrencilerin bu üniversitelere kayıtlarını yapmaktadır. Kahve İtalya’da Neden Bir Kültürdür? ve İtalya hakkında detaylı bilgi almak ve başvuru, kayıt işlemleri, vize ve oturma izni ve konaklama hizmetlerini öğrenmek için +90 312 543 54 53 ve +90 552 814 54 93 numaralardan bizi arayabilir, [email protected] ‘a mail atabilir veya İletişim Formunu Doldurabilir’siniz.