Koronavirüs Sürecinde Üniversite Deneyimi: Alma Mater Studiorum Bologna Üniversitesi

Karantinanın İtalya’daki yaşam ve eğitim koşulları üzerinde nasıl bir etkisi oldu? İtalyan Üniversiteleri biten sömestrde eğitimi ve hizmeti nasıl değerlendirdi? Son aylarda öğrencilerin, eğitmenlerin ve teknik-idari personelin fikirlerini dile getiren Bologna Üniversitesinin üç araştırma anketinin sonuçları bu yazımızda bulabileceksiniz.

Bazı tarihler uzun süre Alma Mater’in hafızasında kalacak: 23 Şubat 2020‘de Covid-19 acil sağlık durumu nedeniyle Bologna Üniversitesi dersleri askıya alma kararı aldı. Yalnızca bir hafta sonra,
2 Mart‘ta eğitimlerin yarısından fazlası eşzamanlı olarak Teams platformuna aktarıldı. İki hafta sonra uzaktan öğretim % 100’e ulaştı. 221 aktif derse ait 3.667 eğitim  öğrencilere ağ üzerinden aktarıldı. Bu nedenle Alma Mater’in 87.000 öğrencisi, farklı şekillerde 215.880 adet derse katılabildi ve sınavlara girebildiler, bunun yanında 10.069 öğrenci mezun olabildi (üç yıllık lisans ve yüksek lisans)

Eğitim ve hizmetlere ilişkin bu radikal ve ani değişiklik, üniversite komitesinin nasıl bu kadar karmaşık ve yoğun bir “bilinmeyen” süreci yaşadığını kavramasına yönelik hemen bazı araştırmaları gerekli kıldı.

İlk araştırma, online öğretimin başlamasından birkaç hafta sonra gerçekleştirildi. Ankete % 98’i İtalya’dan olmak üzere 9.943 öğrenci katıldı. Verilerin analizinden, öğrenme (10 üzerinden 8.1), öğretmenlerle etkileşim (10 üzerinden 7.8), öğretim etkinlikleri sırasında dikkat (10 üzerinden 7.1) ve online derslerde genel deneyimle (10 üzerinden 7,9) ilgili olarak kesinlikle yüksek memnuniyet seviyeleri sonuçları elde edildi. Genel olarak, yanıtların %75’i 7’ye eşit veya 7’den yüksek ve %50’si 8’den yüksek veya 8’e eşit puan aralıkları içindedir. Böylelikle, eğitmenler acil durum karşısında daha aktif, duyarlı ve hazır hale geldiler, öğretim tercihlerine rehberlik edecek olan öğrencilerin görüşlerinden elde edilen fikirlere dair ipuçları edindiler.

Haziran ayında ikinci bir anket yapıldı: üniversitelerdeki idari ve destek hizmetlerinin performansını ölçmek ve mukayese etmek amacıyla 1999’da ortaya çıkan İyi Uygulama Projesi. Özellikle, bu yılki akademik yıl, ulusal bazda geçen yılki verilerle karşılaştırıldığında öğrencilerin yüksek memnuniyetini şu şekilde teyit etmekte;

Gerçekleştirilen (2018/19 akademik yılında 4,2’sine kıyasla 6 üzerinden 4,6) rehberlik hizmetleri, bilgi sistemleri hizmetleri (2018/19 akademik yılında 4,3’e kıyasla 6 üzerinden 4,6), genel ve lojistik hizmetler (2018/19 akademik yılında 4,4’e kıyasla 6 üzerinden 4,7) ve burs (2018/19 akademik yılında 4,2’ye kıyasla 6 üzerinden 4,6) ilk yıl kayıt yaptırmış olan öğrencilerin memnuniyetini arttırdı.

Sonraki yıllarda kayıt yaptıran öğrenciler için, kütüphane hizmetlerinden memnuniyet seviyesinin güçlendirilmesi (2018/19 akademik yılında 4,6’ya kıyasla 6 üzerinden 4,6), uluslararasılaştırma (2018/19 4 ve 2’ye kıyasla 6 üzerinden 4,3 sürümü) ve iletişim hizmetlerine ilişkin memnuniyetteki artış  (4.3, 2018/19 akademik yılında 4’e kıyasla)

1 Temmuz’da sonlandırılan üçüncü ve daha kapsamlı bir anket ise, karantina döneminin genel bir fotoğrafını çekmeyi mümkün kıldı. Öğrenci Konseyi ve Öğrenci Dernekleri tarafından Bologna Üniversitesi ve Kentsel İnovasyon Vakfı iş birliğinde desteklenen ankette 16.386 adet yanıt toplandı, bu da Üniversiteye kayıtlı nüfusun yaklaşık %20’sine eşittir.

Anket dört farklı boyutta yoğunlaştı. İlki,

Bologna Üniversitesi’nin farklılığını ortaya koyan bir yönle, yani kurum-dışı öğrencilerin varlığıyla (yaklaşık %50) ilgiliydi. Veriler, aileleri ile birlikte ikamet edenlerin ve işe gidip gelenlerin tecrübe etmedikleri toplumsal rahatsızlığı yaşayarak, üç öğrenciden ikisinin karantina sırasında ikamet ettikleri bölgeye geri döndüklerini gösterdi. Esas olarak Emilia-Romagna sınırındaki bölgelerde ve genel olarak Kuzey-Merkez bölgelerinde yaşayanlar evlerine döndüler (kısmen Lombardiya hariç). Geri dönme eğilimi, kayıtlı oldukları programın yılına göre de farklıydı: aslında her şeyden önce yeni kayıt yaptıranların (her lisans derecesinde) ikametlerine geri dönmesiydi. Kalanlar ise bunu, esas olarak acil durum aşamasıyla karşı karşıya geleceklerine ve uzaktan eğitimi içeren hizmetlerin Bologna’da veya Alma Mater kampüslerinin bulunduğu Romagna şehirlerinde kendi ikamet ettikleri belediyeninkilerden daha iyi olduğuna inandıkları için yaptılar.

Dikkat edilmesi gereken ikinci nokta,

Öğrencilerin acil durum aşamasında etkinleştirilen uzaktan eğitimle nasıl başa çıktıklarıyla ilgiliydi. Geçen dönem online derslere yaklaşık on kişiden dokuzu katıldı, belirtilen memnuniyet derecesi kesinlikle olumluydu ve ilk ankette bulunan rakamla uyumluydu (1’den 5’e kadar bir ölçekte, 3,3 olan ortalama puan aslında %78’e tekabül eder yani üç veya daha yüksek bir derecelendirmeye eşittir). Bu, öğrencilerin zorluklarla karşılaşmadığı anlamına gelmez. Bununla birlikte, en çok belirtilen hususlar, yetersiz elektronik cihaz (en az bildirilen husus) ile ilgiliydi ancak sınıf arkadaşlarıyla etkileşimde daha büyük zorluklar, yeterli bir internet bağlantısının olmaması (ders mesafesini, dersleri takip etmeyi ve sınavların uygulanmasını zorlaştırdı) ve – çok nadiren – rahatsız edilmeden dersleri takip etmeye uygun olmayan iç mekanlar vb.

Üçüncü nokta,

Acil durum aşamasında öğrencilerin online eğitimle kazandıkları yönelimle ilgilidir. Yüz yüze öğretim, devlet üniversitelerinin belirgin bir özelliği olmaya devam ederse, son aylardaki acil durumun, eğitim ve hizmetlerin kalitesi açısından bazı iyileştirmelerle ilgili varsayımların yapılması için değerlendirme unsurları sunduğu açıktır. Beklenmeyen şekilde ortaya çıkan teknolojik ve organizasyonel değişiklikler, öğretmenlerin ve öğrencilerin acil durumla başa çıkmak için uyguladıkları “mikro-deneylerle” karşılaştıklarında, sadece büyük memnuniyet edilmekle kalınmadı aynı zamanda uzaktan sunulan bazı fırsatların olası kullanımına önemli ölçüde ilgi gösterilmiş oldu. Her iki öğrenciden biri üniversite deneyiminin olması gerektiğine ikna olduğunda, uzaktan öğretimi yalnızca tercih edilebilir görenlerin oranıyla, yüz yüze – online kombinasyonun en iyi çözüm olarak düşünenlerin oranı göz ardı edilemez.

Son olarak,

İncelenen dördüncü bir husus, gelecekteki beklentilerle ilgilidir. Anketin sonuçlandığı Temmuz ayı ile karşılaştırıldığında, yalnızca beşte biri, önceki aylarda yaşanan acil durumun, üniversite kariyerinde artık telafi edilemeyecek gecikmelere yol açmış olabileceğini düşünüyordu. Özellikle laboratuvar faaliyetinin daha fazla olduğu teknolojik ve bilimsel derslerde, ankete katılanların neredeyse dörtte birine ulaşılmıştır. Bununla birlikte, öğrencilerin çoğu, zorlukların farkında olsalar dahi, çalışma metotları hakkında daha iyimser davrandılar. Anket sırasında, derslere birebir katılma, kütüphanelere, çalışma odalarına gitme ve daha genel olarak üniversite sosyalliğine katılma olasılığına diğerlerinden daha fazla yatırım yapmış olan kurum-dışı öğrenciler daha belirsiz görünüyordu. Üç kişiden yalnızca ikisi, gelecek yıl için durumlarını yeniden teyit etmeye yöneldiklerini söylerken, beş kişiden birine, Bologna’da yaşamaya devam etme olasılığı hakkında açıkça sorular soruldu. Bu bağlamda, pandeminin ekonomik kaynaklar açısından kendi ailesi üzerinde yaratmış olabileceği etki küçümsenmemelidir, çünkü belirsizlik, ekonomik koşullarının kötüye gideceğine inananlar arasında daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır.

“Gerçekleştirdiğimiz anketlerin sonuçları – Rektör Francesco Ubertini’nin yorumu – sadece acil durum aşamasında öğrencilerin deneyimlerini anlamak ve yorumlamak değil, aynı zamanda eğitime ve öğrencilere yönelik hizmetlerin uygulanmasına ilişkin Alma Mater’in gelecekteki seçimlerine rehberlik etme noktasında iyileştirmeler yapmak, müdahalelerde bulunmak ve daha bilinçli seçimler yapmamıza olanak tanıdı. Ancak ilk olarak, olası hataları temizlemek gerekir. Yüksek memnuniyet kaydeden veriler, bir tepkinin toplumumuz tarafından tanınmasının, her alanda genel bir yönelim bozukluğunun ve günlük hayatın her yönünü devam ettirmede hakim olduğu bu süreçteki bir bağlamda (anketlerin yapıldığı aylar) yorumlanmalıdır. Öte yandan, ortaya çıkan sonuçlar, öğrencilerin yeni kurumsal çözümleri belirlemek için dijital teknolojilerin potansiyelini deneme eğilimine de tanıklık ediyor. Bence bu, seçimlere, öğretimdeki yeniliklere ve giderek daha modern ve kişiselleştirilmiş hizmetlerin tasarımına rehberlik etmek için yararlı olarak önemli bir emsal olmaya devam ediyor. Bu bulgulardan bu yana birkaç ay geçti. Bu arada, tüm faaliyetlerimize katılıma devam ettik çünkü üniversite sosyal boyutunu ve topluluğunun tüm üyeleri arasında kurulan ilişkiler ağını görmezden gelinemez. Ve altını çizmek istediğim üç yönü belirtmek isterim. Birincisi, okul terki sayısında geçen yıla göre artış yok. İkinci olarak, diğer yandan, üniversiteye giriş için seçim prosedürlerinden geçen öğrencilerin verilerinin arttığı, hatta bazı durumlarda çok önemli olduğu görülmektedir ve bunların arasında uluslararası öğrenci sayısında da bir artış var. Son olarak, şu üç özelliği dile getirmek isterim: Öğrencilerin üniversiteye dönmek ve şehirlerimizde yaşamak için büyük bir istek duyuyorum, seçimlerimizi doğrulayan ve bizi bekleyen yakın geleceğe iyimserlikle bakmamı sağlıyor”

Detaylı Bilgi İçin;

İtalya’da Okuyoruz, İtalya’da bulunan devlet ve özel üniversitelerle birlikte çalışmakta ve öğrencilerin bu üniversitelere kayıtlarını yapmaktadır. Koronavirüs Sürecinde Üniversite Deneyimi: Alma Mater Studiorum Bologna Üniversitesi hakkında detaylı bilgi almak ve başvuru, kayıt işlemleri, kaynak kitap, vize ve oturma izni ve konaklama hizmetlerini öğrenmek için +90 312 543 54 53 ve +90 552 814 54 93 numaralardan bizi arayabilir, info@italyadaokuyoruz.com ‘a mail atabilir veya İletişim Formunu Doldurabilir’siniz

Yorum Yaz

Whatsapp
E-mail